Bu yazımızda Tarihin Dönemlendirilmesi hakkında yazdık. Tarih, insanlığın geçmişini anlama ve öğrenme amacı güden bir disiplindir ve bu geçmişi anlamak için tarihçiler çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir.
Tarih boyunca meydana gelen olayları kronolojik bir düzen içinde sıralamak, anlamak ve yorumlamak için tarihçiler dönemlendirme yöntemini kullanmışlardır. Dönemlendirme, tarih boyunca yaşanan olayları belirli periyotlara ayırarak daha anlaşılır hale getirmeyi amaçlar.
Dönemlendirme, genellikle yüzyıl veya asır adı verilen yüzer yıllık dilimlere dayanır. Miladi takvimin kullanıldığı bu dönemlendirme, milat adı verilen sıfır noktasından başlar. Zaman çizgisi üzerinde miladın solunda yer alan yıllar MÖ (Milattan Önce) olarak ifade edilir ve sıfıra doğru yaklaştıkça küçülür.
Herhangi bir yılın kaçıncı yüzyıla ait olduğunu bulmak için basit bir matematiksel yöntem kullanılabilir. Bir yılın son iki rakamı silinerek kalan sayıya 1 eklenir. Bu yöntem, tarihi daha anlaşılır ve sıralı hale getirmeye yardımcı olur.
Tarihçiler arasında dönemlendirme konusunda tam bir görüş birliği olmamakla birlikte, genellikle çağlara ayrılarak da tarihin anlaşılması amaçlanır. Ancak bu ayrım konusunda da farklılıklar görülebilir. Örneğin, Yeni Çağ’ın başlangıcı olarak İstanbul’un fethini kabul edenler olduğu gibi, matbaanın icadını başlangıç kabul edenler de vardır.
Bu dönemlendirme genellikle Avrupa tarihini merkeze alarak yapılmıştır. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışı, matbaanın icadı, Rönesans hareketleri ve feodalitenin çözülmeye başlaması gibi olaylar genellikle dönemlendirmede esas alınır. Ancak bu durum, diğer kıtaların tarihlerini ve gelişim süreçlerini göz ardı edebilir.
Türk tarihçileri, kendi perspektiflerini kullanarak tarihlerini dönemlendirme çabasına girmişlerdir. Süleyman Hüsnü Paşa’nın üç çağa ayırma yaklaşımı (Tarih-i kurûn-ı ûlâ, Tarih-i kurûn-ı vustâ, Tarih-i kurûn-ı ahire), İslam ve Türk tarihini merkeze alarak farklı bir bakış açısını yansıtır.
Her tarihçinin kendi kültürel bağlamı ve bakış açısı doğrultusunda dönemlendirme yapması, geçmişi anlamak ve yorumlamak açısından zenginlik kaynağıdır. Bu çeşitlilik, tarih anlayışının zenginleşmesine ve derinleşmesine katkı sağlar.
Tarih, insanlığın geçmişini anlama ve öğrenme çabasının bir ürünüdür. Ancak, tarih boyunca yaşanan sayısız olayın ve değişimin içinden geçerken, bu karmaşayı anlamak ve sıralamak zordur. İşte bu nedenle tarihçiler, geçmişi daha anlaşılır hale getirmek amacıyla çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Bu yöntemlerden biri de tarihin dönemlendirilmesidir.
Tarihçilerin kullandığı dönemlendirme, zamanı belirli periyotlara ayırarak kronolojik bir düzen oluşturmayı hedefler. Bu düzenleme genellikle yüzyıl veya asır adı verilen yüz yıllık dilimlere dayanır. Tarihçiler, bu periyotları belirli olayların etkisi altında gerçekleşen büyük değişimlere veya toplumsal evrimlere göre tanımlarlar.
Dönemlendirme, genellikle miladi takvimin kullanıldığı bir çerçeve içinde gerçekleşir. Milattan önce (MÖ) ve milattan sonra (MS) olmak üzere iki büyük bölümden oluşan bu takvim, tarihi daha anlaşılır kılmak adına sıfır noktasını belirler.
Herhangi bir yılın hangi yüzyıla ait olduğunu belirlemek için basit bir matematiksel formül kullanılabilir. Yılın son iki rakamı silinerek kalan sayıya 1 eklenir. Bu sayede o yılın ait olduğu yüzyıl daha rahat bir şekilde belirlenmiş olur.
Ancak, tarihçiler arasında dönemlendirme konusunda tam bir görüş birliği yoktur. Avrupa merkezli dönemlendirme genellikle Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışı, matbaanın icadı, Rönesans hareketleri gibi olayları esas alır. Ancak, bu perspektif diğer kıtaların tarihini ve gelişim süreçlerini dışarıda bırakabilir.
Türk tarihçileri ise kendi tarihlerini ve kültürel bağlamını merkeze alarak farklı bir dönemlendirme çabasına girmişlerdir. Süleyman Hüsnü Paşa’nın üç çağa ayırma yaklaşımı, İslam ve Türk tarihini esas alarak tarihlerini daha özgün bir bakış açısıyla sıralar.
Sonuç
tarihin dönemlendirilmesi geçmişi anlamak ve öğrenmek adına önemli bir araçtır. Ancak, her tarihçinin kendi kültürel bağlamı ve bakış açısı doğrultusunda dönemlendirme yapması, tarihin zenginliklerini ve çeşitliliğini daha iyi anlamamıza olanak tanır.