Dünya TarihiTürk Tarihi

Osmanlı’nın Belası Karikatür

Uyluk Kuşatması

  Osmanlı Dönemi Karikatürleri hakkında konuşmadan önce, bazı önemli noktalara dikkat çekmek gerekiyor. Günümüzde karikatür, etkili bir propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Çizim ve söz kullanarak toplumları harekete geçirme yeteneğine sahiptir. “Karikatür” kelimesi, ilk olarak Rönesans döneminde 1646 yılında İtalyan yazar Annibale Carraci’nin “Bologna Sanatları” adlı eserinde ortaya çıkmıştır ve “bir olayı abartarak anlatma” anlamında kullanılmıştır. Ortaçağ’da, Katolik Kilisesi’nin yeniden düzenlenmesini hedefleyen Reform hareketlerinin başlatılması sırasında, reformcuların Kalvinciler ve Lutherciler olarak bilinen gruplar arasında, birbirlerini veya Katolik Kilisesi’ni küçümsemek amacıyla yaptıkları çizimler, günümüz karikatür sanatının erken örnekleri olarak kabul edilir.

Osmanlı Dönemi Karikatürler

XIX. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu, zayıflamasıyla Avrupa’da gittikçe gelişen yayıncılığın mizah alanında önemli bir malzeme haline geldi. Avrupa basını, Osmanlıları düzelme çabası içinde ancak her çabaladıklarında daha da çöken ve Avrupa’da istenmeyen bir misafir olarak gördü.

Fransız İhtilali sonrasında milliyetçilik akımının etkisiyle Balkanlar’da art arda isyanlar patlak verdi. Fransız general Napolyon Bonaparte’ın 1797 yılında Avusturya İmparatorluğu‘nu yenerek Osmanlılarla komşu olması, bu gelişmelerin tohumlarını atmıştı. Osmanlı Devleti, bu duruma son vermek veya en azından Batılı devletlerin üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla padişah ve bazı devlet adamlarının girişimleriyle ardı ardına hatt-ı hümayunlar çıkararak tüm vatandaşların, özellikle gayrimüslimlerin haklarının güvence altında olduğunu dünyaya duyurmaya çalıştı. Bu tedbirler, Batılıların gözünde Türklerin reform görününtüsü yaratma çabaları olarak algılandı.

Avrupa dergilerinde bu durum, “Nargile içen tembel ve işsiz Türk, önce reform hayali kurar, ardından da büyük balonlar çıkarır” şeklinde sunuldu. II. Abdülhamid, Batı’da birçok karikatürde resmedildi.

Özellikle XX. yüzyılın başlarında Makedonya’da yaşayan farklı milletlere mensup azınlıklar arasında çıkan çatışmaları bastırma sırasında güç kullanılması nedeniyle, II. Abdülhamid, bir cani olarak karikatürize edildi. Avrupalılara seslenen II. Abdülhamid, “Daha önce 500.000 Ermeni’yi kesmeme göz yumuyordunuz, şimdi neden Makedon Hristiyanları’nı öldürmeme karşı çıkıyorsunuz?” dedi. 1913 yazında Edirne ve Kırklareli’nin geri alınmasının ardından yayınlanan “Kısmet” adlı bir karikatürde Türk, Avrupa’nın büyük devletlerini temsil eden bir kadına “Tıpkı eski günlerde olduğu gibi yine buradayım” dedi. Avrupa ise cevaben “Ama biliyorsun ki yine kovulacaksın” dedi. Gamsız Türk ise “Tamam, işte tıpkı eski günlerde olduğu gibi” dedi.

 Osmanlı Savaş Fikri

12 Kasım 1914’te Osmanlı İmparatorluğu’nun İtilaf Devletleri’ne savaş ilan etmesi ve I. Dünya Savaşı’na katılmasının ardından çizilen bir karikatürde Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm, savaş topu mermisi olarak tasvir edilen Osmanlı İmparatorluğu’nu belirsiz bir kaderin içine sürüklüyordu. Karikatürde Kaiser, Osmanlı padişahına her şeyi kendisine bırakmasını ve güvenmesini telkin ederken, “Tek yapman gereken patlamak” diyordu. Padişah ise “Evet, bunu anlıyorum. Ama her şey sona erdiğinde ben ne olacağım?” diye endişelerini dile getiriyordu. Başka bir karikatürde ise savaş tanrısı rolüne bürünen Almanya, bir savaş arabasının üzerinde resmedilmişti. At yerine, koştuğu Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu’nu kamçılıyordu. Rusya ve İtalya’ya karşı güç durumda olan Avusturya-Macaristan, müttefiki Almanya’nın bu tutumunu görmezden gelmek zorunda kalıyordu. İkinci at olarak koşulan Osmanlı İmparatorluğu’na dönerek bu tavrı görmezden gelmeyi düşündüğünü ifade ediyordu. Eski ihtişamın etkisiyle gururunu elden bırakmayan Osmanlı, “Kafam karışıyor, şimdi çifte vuracağım!” diye haykırıyordu.

Osmanlı Dönemi Karikatürleri, mizahın dünya siyasetinde önemli bir rol oynadığını gösteren bir örnektir. Bu tür karikatürler her zaman gündemde yer almıştır ve karikatür sanatı, gündem ve olaylardan ilham alarak şekillenmiştir. Bu nedenle, üslup ne kadar keskin olursa olsun, genellikle bir gerçeklik payı taşır. Tarihçiler için önemli bir kaynak oluşturur.

What's your reaction?

Excited
4
Happy
4
In Love
4
Not Sure
0
Silly
0
Mert Kutay ÖZDEMİR
Hacettepe Üniversitesi Tarih mezunu.

    Bunları da Beğenebilirsin!

    Yorum Yapın!

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kategori:Dünya Tarihi